VATBO'YA SALDIRI İDDİASI

GÜNDEM Yayın: 08 Ekim 2013 - Salı - Güncelleme: 08.10.2013 13:43:53
Editör - Administrator
Okuma Süresi: 10 dk.
Takip EtGoogle News

VATBO'dan yapılan yazılı açıklamada  kuruma ve kurum yetkililirene saldırı yapıldığı iddi edildi. 

 

İŞTE O AÇIKLAMA :

 

VAN KAMUOYUNUN DİKKATİNE…

 

Van Ticaret Borsası Yönetim Kurulu üyeleri, Başkan Yardımcısı Erden Onay’a yönelik gerçekleştirilen darp olayını yazılı bir basın açıklaması yaparak sert bir dille kınadı.

 

VATBO Başkanı Selman Toprak ve yönetim kurulu üyeleri tarafından yapılan yazılı açıklamada “VATBO seçimlerinde kaybeden ve sandıktan istediği sonucu elde edemeyen Halil Tandoğan’ın, kardeşi ve adamlarıyla güpegündüz, şehrin en işlek yol güzergâhında Başkan Yardımcımıza yönelik gerçekleştirdikleri çirkin saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Demokrasi anlayışından nasip alamayanların her türlü şiddete başvurması, yol kesip darp etmesi, silah kullanması en hafif tabiriyle şehir eşkıyalığıdır ve bunlara prim vermeyeceğimizi, adalete olan güvenimizle hukuki zeminde bu işin takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz” ifadelerine yer verildi.

 

Van Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erden Onay’a yönelik, 30 Eylül Pazar günü Halil Tandoğan ve beraberindekiler tarafından gerçekleştiren saldırı sonrası Onay’ın 10 gün iş göremez raporu aldığı belirtilen açıklamada “Başkan Yardımcımız Erden Onay, olay günü Halil Tandoğan ve VATBO Başkanımız Sayın Selman Toprak’ın hazır bulunduğu sırada makam odasına girmiştir. Burada Halil Tandoğan, hırçın ve agresif bir ifadeyle adeta meydan okurcasına başkanı ve kurumu tehdit etmiştir”. Söz konusu şahıs, Başkan Toprak ve Başkan Yardımcısı Onay’ın bu talebi kabul etmemesi üzerine “Burayı size bırakmam, gerekirse adam öldürürüm” şeklinde tehditler savurarak Borsadan ayrılmıştır.

 

Başkan Yardımcımız Onay, aynı gün öğleden sonra şahsi aracı ile Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne gitmiş ve buradan çıktığı esnada aracına arkadan çarpan özel otomobilden inen 4 kişi ile bu gruba daha sonradahil olan ve orada önceden bekledikleri her şekilde anlaşılan 2-3 kişi tarafından sopalarla feci şekilde darp edilmiştir. Geldikleri araçla uzaklaşan Halil Tandoğan ve arkadaşları vatandaşların müdahalesini engellemek adına silahlarıyla ateş etmişlerdir. Halil Tandoğan’ın yanında kardeşinin yer alması ve yine darp olayında kendisine destek veren bir şahsın Oda seçimlerinde aktif olması, bu olayın önceden tezgâhlanmış kalleşçe bir pusu olduğunu göstermektedir. Olayın başlangıç ve gelişim aşamalarında yer alan Halil Tandoğan, gerek seçim öncesi gerekse seçim sonrası yaptığı sözlü ve yazılı açıklamalarla bu tarz bir olayın gerçekleşeceğine dair sinyalleri defalarca ortaya koymuştur. Tehdit ve hakaretamiz ifadeler kullanan Tandoğan, demokratik yollarla işbaşına gelmiş bir yönetime adeta savaş açmış ve bu savaşı maalesef bir sokak dövüşüne taşımıştır” denildi.

 

Olayla ilgili emniyet birimlerini ve hukuk mercileri göreve çağıran VATBO Yönetimi açıklamasında devamla şu ifadelere yer verdi “Olayın tamamı bu şekilde cereyan ederken Tandoğan ve kardeşinin vermiş olduğu ifadeler tam anlamıyla bir komedi ve tiyatroyu gözler önüne seriyor. Çelişki ve garip açıklamaların yer aldığı ifadelerinde Tandoğan, Başkan Yardımcımız Onay ve ona yardım eden kişiler tarafından kardeşi ile birlikte darp edildiklerini ifade etmişlerdir. Bu nasıl bir darp olayıdır ki, Tandoğan ve kardeşi darp raporu dahi gerektirmeyecek sıyrıklarla bu kavgayı atlatıyorlar, bu nasıl bir kahramanlıktır(!)ki; ellerinden ve gözünden yaralandığını ifade eden bu şahıslarda tek bir yara izi dahi yok? Kendilerine saldırdığını iddia ettikleri Erden Onay, eğer saldırmışsa hangi ara darp edilip 10 gün iş göremez raporu almıştır? Bu nasıl bir çelişki ve akıl tutulmasıdır? Ve dahi silahla ateş etmelerini izah etmeleri bile işin garipliğini ortaya koyuyor!

 

Olayın görgü tanıkları ve öncesinde gerçekleşen hadiseler gün gibi ortada iken, hukuk devletine olan inancımızı bir kez daha yineleyerek, delillerin karartılması şüphemizi ve darp olayına karışan diğer şahısların halen tespit edilmediğini özellikle ifade etmek istiyoruz.

 

Emniyet birimleri ve hukuk boyutunda bu olayın arka planı iyice araştırılmalıdır. Halil Tandoğan’ın sadece geçmişte basına verdiği demeçlere ve kullandığı üstü kapalı tehditkâr mesajlara bakılması halinde bile; her şey çok açık ve net bir şekilde anlaşılacaktır. Adeta “geliyorum” diyerek gerçekleşen darp olayı ile beraber VATBO gibi saygın bir kurumu antidemokratik yollarla, mesnetsiz iddialarla süslü basın açıklamaları ile itibarsızlaştırma çabası içine giren ve seçim yenilgisini şahıslar arası husumete dönüştüren Halil Tandoğan’ı bir kez daha şiddetle kınıyoruz, olayı bütün açıklığı ile öncesi ve sonrasında yaşananlarla, gerekli tüm delillerle birlikte hem hukuki kanallara hem de kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Ve bu aşamada bizler de Tandoğan’a birkaç soru sormak istiyoruz, bu soruların cevabı umuyoruz ki; gerçeklerin bir nebze dahi olsun anlaşılmasını sağlayacaktır.

 

  • Halil Tandoğan katıldığı VATBO meclis toplantılarında muhalefet tavrını eleştiri kültürü yerine niçin sürekli tehdit, baskı ve psikolojik baskı kurarak Başkan Yardımcılığı isteme şeklinde yapmaya çalışmıştır?

 

  • Halil Tandoğan, olayın gerçekleştiği günün sabahında VATBO Binasında önce Başkan Selman Toprak daha sonra yine Başkanın hazır bulunduğu esnada makam odasında Erden Onay’a tehditkâr bir tavır ile Başkan Yardımcılığını antidemokratik bir yolla kendisine bırakmasını istemiştir. Sonrasında istediği cevabı alamayıp tehditler savurarak binayı terk etmiştir. Ortada eğer bir hak söz konusu ise, bu şekilde mi istenir? Ortaya koyduğu bu tavır, daha sonra kardeşi ve beraber olduğu şahıslarla kurmuş olduğu pusuya bir ön hazırlık mıydı? Bu olayın hazırlığını önceden mi yapmıştı?
  • Halil Tandoğan, niçin yaptığı her açıklamaya ısrar ve inatla siyaseti karıştırmakta, bunu bir gözdağı verme aracına dönüştürmektedir? Seçim öncesi ilk olarak siyasetin seçimden uzak durmasını isteyen, daha sonra üyesi olduğu partinin kendi girdiği seçimlere müdahil olmamasını eleştiren ve bugünlerde de yine siyasi kanalları kullanarak kendi yasal olmayan emellerini yerine getirmeye çalışması nasıl bir mantıkla izah edilir? Yoksa Tandoğan hala siyaseti de kişisel husumetine alet etme çabasına devam mı etmektedir?

 

  • Yine cevabını çok merak ettiğimiz önemli gördüğümüz bir soruyu da yöneltmek istiyoruz. Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere, Sayın Başbakanımız tarafından açıklanan Demokratik Paketin hiç şüphesiz en önemli maddelerinden biri “Türkiye’de hiç kimse, dilinden, ırkından, milletinden, renginden, inancından ve inancının gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacak” şeklinde ifade edilmişti. Durum böyle iken, Halil Tandoğan darp ettiği ve şiddet uyguladığı Erden Onay’a yönelik olarak “Siz Yüksekova’dan gelip Van ilinde ihale alamazsınız” şeklinde bağırmıştır. Yine aynı şahıs, bir basın mensubunun köşesine taşıdığı üzere; katılmış olduğu bir radyo programında “Bu memlekette, Yüksekovalıya, Silopiliye ve diğer yerlerden gelen kişilere meydanı bırakmayız” ifadelerini kullanmıştır. Sayın Halil Tandoğan, bu ilde yalnız Vanlılar mı yaşıyor, yalnız onlar mı ekmek kavgası peşinde? Ve Vanlılar, Yüksekova’da ve ülkenin diğer topraklarında ihale alamıyor mu, iş yapamıyor mu? Van’a dışarıdan gelen insanlara yönelik bu kindar ve ayrımcı ifadeleri kullanmanızdaki amaç nedir? Siz, Van’da seçimle, demokratik yollarla işbaşına gelen veya işadamı kimliğiyle ticaret işlerini yerine getiren insanlara karşı sadece menfi düşünerek bu şekilde ayrımcılık ve nefreti körükleyerek mi karşılık vereceksiniz? Bir yerlere gelmek sizin için bu kadar vazgeçilmez olmuşsa eğer bunu insanları kırmadan, incitmeden, ayrıştırmadan yapmanız gerekmez mi?

 

VATBO Yönetim Kurulu üyeleri olarak; tüm bu soruları, darp ve şiddet olayını pervasızca uygulayan, şehir magandalığına soyunup güpegündüz silah kullanan, siyasi otoriteyi ve siyasi kurumları kendi kişisel çıkarları için yönlendirmeye çalışarak kamuoyu nezdinde mağdurları oynayan, demokratik seçimlere, sandık sonuçlarına tahammül edemeyip kin ve nefret duygusu ile olayı adeta bir kan davasına, bitmez bir husumete dönüştüren ve en son bu çirkin saldırıyla bunu bir kez daha ortaya koyan, ifadelerinde akıl almaz açıklamalarıyla mantık sınırlarını zorlayarak inandırıcılığını yitiren Halil Tandoğan’ın cevaplamasını bekliyor, kendisini yasal zeminde hesap vermeden önce vicdan muhasebesini yapmaya davet ediyoruz.

Kurumumuza yönelik gerçekleştirilen bu çirkin saldırının hukuki zeminde karşılıksız kalmayacağını ve tüm kurumların üzerlerine düşeni eksiksiz yerine getireceğinden şüphemiz olmadığını bir kez daha ifade ederek, olayı ve faillerini kınıyoruz ve değerli Van kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.