Van milletekili Tuğluk'tan toplumu geren açıklama
Daha önce Kemalistlerin kendilerini tanımasını ve gerici olarak nitelediği Müslümanlara karşı ortak hareket isteyen DTK Başkanı Aysel Tuğluk, benzer çağrısını yeniledi.


Daha önce Kemalistlerin kendilerini tanımasını ve gerici olarak nitelediği Müslümanlara karşı ortak hareket isteyen DTK Başkanı Aysel Tuğluk, benzer çağrısını yeniledi. Tuğluk, seküler güçlerin zaman geçirmeden AK Parti'ye karşı kendileriyle birlik olmasını talep etti, "Süreç konusunda devletin geleceğini düşünenler ve seküler güçler hızla sorumluluk almalıdır" ifadesini kullandı
Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
HDP Milletvekili Aysel Tuğluk, çözüm süreci konusunda AK Parti'nin partner olmaktan çıktığını iddia ederek devletin geleceğini düşünenlerle seküler güçlerin hızla sorumluluk alması gerektiğini söyledi.
Tuğluk, T24'te yazdığı yazıda AK Parti'ye yönelik eleştiriler arttığında sürecin bitip bitmeyeceği sorusunun gündeme geldiğini belirterek "Hayır, kesinlikle barış sürecini bitirmekten söz etmiyorum" ifadelerini kullandı ve seküler güçleri sorumluluk almaya çağırdı.
Aysel Tuğluk'un yazısından ilgili bölümler şöyle:
"Ne zaman AKP'ye yönelik eleştiriler çoğaltılsa hemen "öyleyse süreç bitecek mi?" diye soruluyor. Hayır, kesinlikle barış sürecini bitirmekten söz etmiyorum. Ama açıkça belirtmek gerekiyor ki, AKP kesin bir şekilde partner olmaktan çıkmıştır. Zira, IŞİD kartı ile sürece karşı en büyük komployu kurdu. Bu açıdan süreç konusunda devletin geleceğini düşünenler ve seküler güçler hızla sorumluluk almalıdır.
Radikal dinci gruplar öteden beri bölge devletlerinin Sol muhalefeti ve seküler gelişmeleri bastırma aracı olarak kullanılan yedek rezervidirler. Bölgenin gerici güçleri ile bu radikal güçler arasında inanç, ideoloji, dil, nihai amaç ve sosyalite bakımından pek bir fark yoktur. IŞİD yukarıdaki çerçeveye bağlı olarak, yıllara dayanan ilişkiler sonucu Davutoğlu/Erdoğan çizgisi tarafından Ortadoğu’da “oyun kurucu ülke olmak” stratejisinin bir gereği olarak sahaya sürüldü.
Belki insanların çoğu farkında değildir ama AKP çizgisi Türkiye’nin bütünü için şu an yürürlükteki en büyük tehlikedir. Öyle IŞİD’in Türkiye’ye dönmesinden söz etmiyorum. Bizzat IŞİD ideolojisi ve yaşam anlayışının AKP eliyle toplumun dokularına nüfuz etmesinden söz ediyorum. O yüzden çoktandır unutulmuş bir tarzın, ideolojik eleştirinin artık yeniden hatırlanması gerekiyor. Doğrusu sahada çok şiddetli bir ideolojik mücadele yaşanıyor. Bu mücadelenin tarafları arasında uzlaşma zemini de mevcut değil."
DAHA ÖNCE DE KEMALİSTLERLE 'İTTİFAK' ÖNERMİŞTİ
HDP'li Tuğluk, 2008 yılında Radikal İki'de yazdığı bir yazıda, sol çevrelerin laik, aydın ve Kemalist güçlerin demokratik Kürt siyasetini tanımasını ve gerici güçlere karşı, beraber hareket etmesini isteyerek, 'derinler'e mesaj göndermişti.
Tuğluk'un o dönem yazdığı yazısındaki ilgili kısım ise şöyleydi:
"Toplumsal yaşamımızı, geleceğimizi ve yönetme-yönetilme biçimimizi ilgilendiren ortak sorundan hareketle sol çevreler, laik, aydın ve (güncelleştirilmiş sol-demokrat karakteriyle) Kemalist güçlerle demokratik Kürt siyasetine karşılıklı tanıma ve tanışma çağrısı yapmak gerekmiyor mu? Kemalistler, sol, muhalif ve aydın çevreler Kürtlerle uzlaşmanın kaçınılmazlığına inanıyorsa, ılımlı İslam denilen ve aslında ne olduğu, nasıl tanımlanacağı çok da belli olmayan ve tamamen 'imparatorluk' güçlerinin imalatı bu projeye karşı modern aklın ve demokratik kültürün birbirini kabul eden zemininde buluşabilmelidir. Taktiksel bir ilişkiyi kastetmiyorum; Cumhuriyet'in kuruluş sürecindeki tarihsel deneyimden de yararlanarak, yeniden bir ortaklık kurulması gerektiğinden söz ediyorum. Cumhuriyet'in savunucuları olduklarını iddia edenler gerçekten samimilerse Kürtlerle hesaplaşmaktan vazgeçip, kendileriyle hesaplaşacağı aşikâr gerici güçlere yani Müslümanlara karşı Kürtlerin desteğini aramalıdır."
