PKK'nın silah bırakması için şartlar oluşmamıştır

TUTKU MEDYA Yayın: 17 Mart 2013 - Pazar - Güncelleme: 17.03.2013 19:46:07
Editör - Administrator
Okuma Süresi: 9 dk.
Takip EtGoogle News

TUTKUHABER ÖZEL   Gazeteci yazar Adil Harmancı Kürtler, Öcalan’ın dediklerinin tamamına katılmak zorunda olmadıklarını belirtti.  

Van’da yerel yapan Tutku Radyo’ya konuk olan Gazeteci Yazar Adil Harmancı devletin PKK ile oyun oynadığını ve süreci geçiştirmeye çalıştığını iddia etti.

Salih Geçken’in sorularını yanıtlayan Harmancı;

 

Geçmişten gelen sorunları çok iyi biliyorsunuz. Cezaevi tecrübenizde var. Ve bu günler.

80 ihtilalinden sonra bu gün çok tartışılan Trabzon cezaevinde kaldım. Orada yaşadıklarım başlı başına bir kitap konusudur. ‘Daktilomdaki Postal İzi’ kitabında yaşananlara ara satırlarla değindim. Cezaevindeki yaşantılardan bir iki örnek verdim.   İdamı bekleyen kişilerle aynı koğuşta kaldım.

 

İdamı bekleyen biriyle aynı koğuşta

Siyasi suçlamalardan ötürü idam mahkûmu biriyle aynı koğuşta kalıyordum. O arkadaş sabahlara kadar yatmazdı. Bu uykusuzluk bir ay sürdü.  Çünkü o arkadaş idamın sabaha karşı yapıldığını  biliyordu. Biz sabaha karşı onunla konuşurduk. Bir ay boyunca idamı bekleyen bir kişinin neler psikolojisine şahit oldum. Devamlı BBC’yi dinlerdi. O zaman BBC’nin Türkiye’deki TRT gibi etkisi vardı.  İdamların olup olmayacağını daha çok BBC’den dinlerdi.  İdam olduğunda BBC birebir duyururdu. Daha sonra o arkadaş serbest kaldı. Tabi idam sırası o arkadaşa geldiği süreçte idam kaldırıldı.  O bir aylık süreç bir kitap konusudur.

 

Trabzon’da kaldınız. Şu an en çok o bölge tartışılıyor

Trabzon, Karadeniz’in Diyarbakır’ı diye adlandırılır. Oradaki algıda tüm kötülüklerin başında Kürtler, iyiliklerin başında Trabzonlular  gelir,  şeklinde lanse edilmiştir. Sistem orada bu algının yaşamasına zemin hazırlamıştır. Burada suçlu halk değil sistemdir. Sistemin dayattığı eğitimdir.

 

BDP’lilerin Karadeniz’e gitmesi doğru muydu?

Bu organize niye yapıldı. Amaç neydi anlamadım. Anlamsız bir projeydi. Zamansız ve yersiz bir çalışmaydı. Doğru bulmadığımı daha önce söylemiştim.  Gündemi başka noktaya çekmenin anlamı neydi? Gereksiz bir şey olduğu ortaya çıktı. Öcalan bile bu ziyarete tepki göstermiştir.  Yaptığınız nasıl bir şeydir diye. Karadeniz’de BDP’lilere tepki gösteren kişi İmralı’da yapılan  görüşmeye olumlu baktığını söylemiş. BDP’ye net tepki ama İmralı’ya olumlu yaklaşım. Karadeniz’i bu işe bulaştırmaları gereksizdi. Bu dönemde yapılması doğru değil.

 

Devlet Kandili muhatap aldı diye yazmışsınız?

Eğer kendi vekillerinizi kendi gözetiminiz ve denetiminizde  Kandile mektup götürüp cevabını bekliyorsa  siz görüşülen tarafı muhatap aldığınız anlamına gelir. Bu vekiller Kandile gidip mektubu oradakilere verdikten sonra mektuba verilecek cevabı bekliyorsa buna ne diyeceğiz? Ortada resmi bir çaba var. Teröristle görüşmem söyleminin anlamını yitirdiğini gördük.   Kandilin görüşünü almak müzakere anlamına geliyor.  İmralıyla müzakere Kandille mücadele mantığı doğru olmaz. Siz lideri ile konuştuğunuz örgütle görüşmem diyemezsiniz. Eskiden kullanılan dilin doğru olmadığını düşünüyorum.

 

Halkın algısında bu hızlı değişimin nedeni ne olabilir?

 

İki şekilde düşünebiliriz. 

PKK’nın yorulduğunu bittiğini hükümetin de hiçbir şey vermeden bu işi bitirdiğini düşünebilirsiniz. PKK’nın teslim olduğu anlamına gelen bir düşünceyle birlikte,  gizli yapılan bir pazarlıkla PKK’nın isteklerine hükümetin karşılık verdiğini düşünebilirsiniz.

 

Bence yıllarca sürdürülen ve farklı yöntemlerle  ortadan kaldırılmak istenen PKK ortadan kaldırılamadığı için yeni yöntem olarak bu günkü yolun denendiğini düşünüyorum.  Ortadoğu’daki hesaplar ve gelinen süreç böyle bir şeyi dayatıyordu. Buraya gelinen süreci tekdüze bir şekilde açıklamak doğru sonuca götürmez. Ak parti yerine başka bir partide olsaydı bu günkü süreç yaşanırdı.  Ak Parti bence bir önlem alıyor. PKK buna ne kadar güvenir. Silah bıraktıktan sonra kendisine nefes aldırır mı? Bu şüphelerin giderilmesi gerekir.

 

Anadilde eğitim ve demokratik özerklik basit olmayan sözlerdir. Ben Öcalan’a demokratik özerklikten söz verileceğini düşünmüyorum. Açılımdan sonraki çözüm sürecine şüpheli yaklaşılıyor.

 

Süreç uzun sürer mi?

İsmail Beşikçi Kürt sorunun ulusalar arası bir sorun olduğunu söyler. Kürtler bu gün dört ayrı ülkede yaşıyor olmaları bu sorunu uluslararası sorun olmasına yetiyor. PKK tüm Kürt örgütlerini dışlayan bir siyaset izliyor. Daha önce onlarca örgütü sonlandırırken Kürt sorunun  sonuca götüreceğini söyledi. Otuz yıldır mücadele eden ve uluslar arasılık durumunda olan örgütte bir anda silah bırakma olur mu? Kendi ipini kendisi çeker mi? Bunu düşünmek gerekir.

 

Endişeli misiniz?

PKK’nın silah bırakmayacağını tahmin etmiyorum. İstemlerinin bir kısmı karşılanmadıkça silah bırakacaklarını tahmin etmiyorum.

 

Öcalan’ı dinlemezler mi?

Kesinlikle dinlemezler. Öcalan’da silah bırakın demez.

 

O zaman bu mektuplar niye gidip geliyor?

PKK’yi ne devlet kurdu nede Diyarbakır zindanları o örgütün kurulmasına zemin hazırladı. Örgütün kurulmasının nedeni Kürt sorunuydu. Şivan Perweri herhangi bir örgüt ya da örgüt lideri yaratmadı. Ezilmişlik duyguları onun çıkmasına zemin hazırladı.  Halkın duygularının oluşmasına neden olanda örgüt değildi. Bu örgütü devlet kurmadı ki devlet ortadan kaldırsın. Bunun için örgütün isteklerinin bir kısmının karşılanmadıkça bu örgütün silah bırakmasını beklemek hayal olur.  

 

Umut yok mu?

Diyalogları keselim kötüdür demiyorum. Bütün Kürt örgütlerini elinin tersiyle itip bu sorunu üstlenen bir örgüt kendi ipini çeker mi? Örgütün kendi ipini çekmesi resmi bir şey olmadan silahı bırakmasıdır. Bu güne kadar ne değişti, ne oldu? Bunlar sorgulanmaz mı? PKK istemlerini bir kısmını resmiyette görmek ister.

PKK kamu görevlilerini teslim ederken bir tutanak tuttu. Buna karşı çıkanları anlamak çok zor. Bir devletle bir halkın barışmasını isteyeceksin ama elinde bulundurduğu kişilerin teslim tutanağını kabul etmeyeceksin.

 

PKK’Yİ KÜRTLERİN TEMSİLCİSİ YAPAN DEVLETİN TUTUMUDUR.

Savaşılan, bombalanan ve muhatap alınan kişi kimdir? Başka bir örgütle görüşülüyor mu? Konuşuluyor mu? DDKD, Özgürlük Yolu yada Kava’ya giden var mı? Burada devlet PKK’yı muhatap ettirmiştir. Bu temsil ettirmek değil de nedir? Bundan sonra sırtını dönüp onlar Kürtleri temsil etmiyor diyemezsin. Bombalaya bombalaya, tutuklaya tutuklaya Kürdün temsilcisi budur dedirtmişsin.

 

DEVLET PKK İLE OYUN OYNUYOR

Devlet resmen PKK ile oyun oynuyor. Kandırmaya çalışıyor. Bir iki şeyle bu iş bitmez. İstekler karşılamalıdır.

 

Bu istekler nelerdir?

PKK yönetim ister.  Özerklik ya da başka türlü yönetim. Milli birlik çözüm değildir. Biri bana bunu anlatsın. Fransızları Fransızlarla, İngilizlerin İngilizlerle milli birlik kurabilir. Türkler ve Kürtler birlik değildir. Kürtler Türklerle kardeş değildir. Kürtler ayrı ırktır. Bunu kabul etmek gerekir.  Kardeşlik söylemi hoş bir sedadır. Bu işin içinde siyaset var. Devletler oluşmuş.. Herkes kendi derdine düşmüş

 

KÜRTLER İKİ BİN YILDIR KÖLEDİR

Türkler iki bin yıldır Türklerin, Arapları ve Farsların kölesidir.  Suriye’de İran’da ve Türkiye’de kendi diliyle kendini savunamayan bir Kürt özgür müdür?

 

CHP’nın tavrı?

Kendini ulusalcı girdaptan kurtaramıyor. Kürde Kürt gözüyle bakamıyor. Türkiye’de bulunan herkesi karıştırıyorlar. CHP’nin yenilenmesi çok zordur. Sezgin Tanrıkulu’nu getirin CHP’yi değiştiremez. Bir adım bile ileri gidemez. Onların siyasi yapıları aynıdır. CHP ve MHP değişemez. Ak Parti Saadetle devam etseydi onlarda değişemezdi.  CHP’nn değişmesi için ismi ve cisminin değişmesi gerekir.

 

Öcalan’a rağmen Demirtaş’ın farklı yorumu…

Kürtler  Öcalan’a yüzde yüz katılmak zorunda değil. Bir çok insanın farklı bulduğu Marks’ı , Lenin’i Öcalan eleştiriyor.  Daha önce olumlu bulduğu kişileri Öcalan bu gün eleştirebiliyor. Hatta Öcalan beni eleştirin diyor. Beni yorumlayın. Konuşun tartışın diyor. Benim dediklerime yüzde yüz katılın demiyor. Demirtaş’ın tutum doğru bir tutumdur. Öcalan uyacaksınız bu direktiftir şeklinde değildir.

 

 

 

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.