İL BAŞKANI ARAS'A SAVAŞ AÇANLAR MI VAR?
YORUM- ANALİZ/ SALİH GEÇKEN Yazdığım ’YEREL CEHALETİN YENİ ADI; VAN MİLİYETÇİLİĞİ’ köşe yazısından sonra önemsediğim birkaç isim, Van’da yaşandığı iddia edilen kavgada beni Ak Parti il Başkanı Aras tarafında durmakla suçlaması tuhafıma gitmedi desem yalan olur.
Siyasilerle gazeteciler arasında dönem dönem yaşanan kavgalar olmuştur. Bazen, teşhisten sonra tedavi sürecinde uygulanacak yöntemlerden ve düşünsel farklılıklardan ötürü yaşanan aile içi kavgada olmuştur. Bazende, insanın ruhunda uyur halde bulunan ‘Emmarenin’ galeyana gelmesinden kaynaklanan kavgalarda olmuştur. Üslup ve dil kırıcı olsa da, asıl gayede (İblisizim) olmadığı için bu kavgalar Rahman’dan uzak değildir. Sonuçları telafi edilebilir düzeyde kalır. Oluşan hırs zamanla yok olabilir.
Rahmandan uzak, düşünsel zemine hile ve desisenin karıştığı kavgalar var ki, asıl korkulması gerekenler bu kavgalardır. Yıkıcı ve kırıcı üslubun kişide yaratacağı kırgınlıktan ziyade, toplumsal gediklere neden olması ve ayrışmanın süreklileşmesiyle kinin ve grururun yoğunlaşmasına neden olacağından telafisi zorlaşacaktır.
Saygı duyduğum ve ömensediğim kişiler, eteklerindeki taşları dökenler ve dinleyenler bir aradayız. Tabi ben bir sonraki güne kimi konuk alırsam daha iyi olur düşüncesiyle dinliyorum. Konuya o kadar Fransız’ım ki… İddialar. Vuruşmalar.
İlgincime giden iddia ‘Aras'tan VATSO seçimlerini intikam alınıyor.’ söylemiydi.
İçimizden birinin; ‘Abi Aras’tan VATSO seçimlerini intikamı alınıyor’ iddiası korkuları tetikleyecek düzeyde olsa da sorulması gereken sorulara verilecek cevaplarda önemlidir. Eğer böyle bir intikam hırsı gibi bir şey varsa, içindeki duyguya kin yükleyip o duyguyu intikam alma hırsına dönüştüren ve bu günlere taşıyan kim yada kimlerdir? Ayrıca, bu kavga sadece Aras’la mı sınırlı kalacak? Bu sorulara verilecek sağlıklı cevaplar doğruya götüreceğinden önemlidir.
Toplumsal algıda ezbere ve dedikoduya angaje olduğumuzdan olsa gerek, büyüğü küçük, küçüğü büyük gösterme gibi hastalıklarla boğuşuyoruz.
Kodlanmış düşüncelerin değişmesinin imkânsıza yakın olduğunu ‘Ön yargıyı yıkmak, atomu parçalamaktan daha zordur.) tespitiyle biliyoruz.
Bir şey daha biliyoruz ki ‘Batıl, Hakkı zail edemez.’
