Hüseyin Çelik'in Erdoğan Düşmanlığı

Ak Parti'den ayrıldıktan sonra Ak Parti muhalifleri arasına katılan Hüseyin Çelik'in son açıklaması "rengini belli etti" şeklinde yorumlandı.

İBB'de yolsuzluk soruşturmasında İmamoğlu’na yakın isimler dahil 25 kişinin itirafçı olduğu gerçeğini görmezden gelen Hüseyin Çelik, sanki toplumda bir gerginlik varmış gibi yaptığı açıklamanın ardından çağrıda bulunduğu insanlar dikkat çekti. Çağrıda bulunduğu Zülfi Livaneli, Erdoğan'ın seçilerek meclise girmesine destek veren Deniz Baykal'a en büyük tepkiyi veren[1] toplumda eskisi gibi çokta karşılığı olmayan bir kişidir.

Ak Parti'nin kuruluşunda çekirdek kadroda bulunan kişiler kadar yoğun emeği olmayan Hüseyin Çelik'in[2] yolları Ak Parti’den ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamalar çokta samimi bulunmuyor.  Ak Parti’de yetkilendirildiği dönemde konuşmayan Çelik’in yetkileri alındıktan sonraki eleştirileri, bireysel kapris olarak görülüyor.

Kendi tansiyonunun Türkiye'nin siyasi tansiyonuyla karıştırmakla eleştirilen Çelik'in; “Toplumdaki bu kutuplaşmayı, gerginliği, Türkiye'ye zarar veren bu tansiyonu düşürmek için bazı akil insanların devreye girmesi lazım”[3] açıklaması, İBB yolsuzluğuna dolaylı destek olarak yorumlandı.  Türkiye’de şu an gerginlik oluşturmaya çalışanların, Türkiye’nin en büyük yolsuzluk ve rüşvet dosyasını kapatmaya çalışanları olduğu vurgulanmaktadır.  

PKK'nın silah bırakmasıyla o minvalde söyleyecek sözü kalmayan Çelik’in Başkanlık sistemi üzerinde eleştiriye yönelerek, “Bu Türk tipi başkanlık sistemi veya Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'ye yaramamıştır. Bütün yetkilerin bir elde toplandığı bir yapı demokratik bir yapı değildir ve Türkiye'nin mutlaka arızaları giderilmiş parlamenter sisteme dönmesi gerekiyor.” dedi.

İBB'de ki yolsuzluk soruşturmasına bahane ederek sokakları germeye çalışanlara sükûnet çağrısında bulunmayan Çelik'in, ters psikolojiyle, Türkiye'de olduğu iddia olunan  gerginliği (İBB yolsuzluğunu örtme dışında şu an gündemde bir hareketlilik yok) düşürme çağrısında bulunarak, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Haşim Kılıç, Ertuğrul Günay, Hikmet Çetin, Zülfü Livaneli gibi isimlere çağrıda bulunması, mezarlıklar partisi olan Türkiye'de "yeni bir siyasi parti mi kuruluyor?" ironik eleştirisine neden oldu.