VAN'DAKİ HANGİ STK BUNA CEVAP VERİR


HALKI SUÇLAMAK KOLAYA KAÇMAKTIR
YORUM-ANALİZ / SALİH GEÇKEN ‘Devletlerin görevlerinden biri de zaruri ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan vatandaşın sıkıntılarına çözüm bulmaktır.’ demekle halk ‘Makarnacı’ oldu demek arasındaki düalizmden kaçmak gerekir.
Halkın ihtiyacından ötürü aldığı bir paket gıda, kömür yada her hangi bir ev eşyasını seçim yatırımı olarak değerlendirenlerin, aynı güç tarafında dağıtılan çocuk yardımı, özürlü yardımı, dul yardımı vb. yardımları ‘Sosyal Devlet’ mantığı ile yorumlamaları çelişir.
Devletin (gücün) bir kısım yardımlarına dokunmamak diğer kısmını farklı yorumlamak ve yardımlardan faydalanan insaları aşağılamak tartışılmayacak yanlışlardandır.
‘Sosyal Devlet’ olgusunu kabul ediyorsak, yapılan yardımlardan ötürü suçlama niteliğinde yapılan açıklamaların siyasal çıkarımdan ötürü söylendiği gerçeği ortaya çıkar.
Ama, sıkıntı içinde bulunan vatandaşın dertlerini çözmek ‘Sosyal Devlet’ olmanın gereklerindendir söylemini, güce karşı boyun eğişe neden olduğu ya da bireyi güce karşı bağımlı hale getirdiği iddiasında olanların ‘Devletin dağıttığı yardımları’ ‘Makarnacılıkla’ suçlaması düşünsel değerlendirmelerinden ötürü doğru yaklaşımdır. Kabul edilebilir olması olması eylem ve söylemin eşit olması gerekir. Düşünce = eylem dir. Eyleme geçmeyen düşünceler ise düalizm (iki yüzlülük) dir. Bu değerlendirmede bulunanların suçladıkları ‘Makarnacı’ sınıfına dahil olmamaları için Devletin (gücün) sunduğu imkanlardan faydalanmaması gerekir.
Yerele döndüğümüzde, Van’da şu an yaşandığı iddia edilen bir sorundan ötürü gücü suçlayanların aynı zamanda mağduriyetinden ötürü güçten yardım alanları ‘Makarnacı’ olarak suçlaması etik midir? Ya da böyle bir suçlama doğru mudur?
Ak Parti hükümeti döneminde devletten milyonlarca lira arazi parası alınırken yada devletin yaptığı milyonlarca lira yardımdan faydalanılırken hiçbir söylemde ve suçlamada bulunmayanlar, İslami ve insanı gereklilikten ötürü maddi durumu iyi olmayanlara yapılan yardımları dahi seçime indirgenmiş gibi gösterilmesinin haleti ruhiyesini tanımlamak zordur.
Aynı güç döneminde milyonlar alınırken sessiz kalanların hatta yol gösterenlerin, zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için aynı güçten ‘Sosyal Devlet’ olmanın verdiği yükümlükten kaynaklanan gıda yardımı alma hakkını ‘SATILMIŞLIKLA’ suçlanmasının ideolojik yaklaşım olarak değerlendirmek haksızlık olmayacaktır.
İnsana yapılan haksızlığı dile getirme cesaretiyle ortaya çıkan ama eylemde hataya düşen bazı STK’ların daha dikkatli olmaları gerekir. Nihayetinde toplumsal dinamikler arasında yer alan bu yapılara önemli görevler düşüyor. Bir gün bir çocuk: ‘Sevgili büyüklerim büyük paralar olunca sessiz kalıyorsunuz. Geçinmekte zorlanan bizim gibi insanların nevalesinin seçimden seçime ortaya çıkan ‘Seçim Yatırımı’ söylemlerine kurban edilen ihtiyaçlarımızın karşılanması haksızlık mıdır? derse ne vevap verirsiniz.
i
