Kürtlere En Büyük Kötülüğü Kim Yaptı
Kürtlere En Büyük Zararı Veren Kürtler
M.SALİH GEÇKEN
vanradikal@hotmail.com -
Kürtleri kendi kültürel değerleriyle karşı karşıya getiren hatta kendi kültürel değerleriyle savaştıran bir topluma dönüşmesinde PKK, DEM Parti ve paydaşlarının çok önemli etkisi olduğunu söylemek haksızlık olmayacaktır
Bu güne kadar farklı isimlerle siyasal alanda yer almış partilerin devamı olan DEM Parti ve paydaşlarının Kürtleri yıllar önce musallaya yatırılmış sosyalizmin taraftarı yapma gibi faydasız çabası yerine Kürtlere fayda sağlayacak yöntem ve eylemlere yönelseydi daha fazla faydası olurdu. .
Sosyalizmi Afrikalılar, Radikal Sosyalist Feminizmi Avrupalılar bile terk etmeye yönelmişken, Kürtleri sosyalist yaparak feminizmin baskısı altına alma çabası telafisi mümkün olmayan zaman kaybıdır.
Bu yapılanmaya uzun süre destek veren birinin "Sözde Kürtleri kurtarmak iddiasıyla ortaya çıkan örgüt, parti ve sivil oluşumların Kürtlere kaybettirdikleri son 45 yıldır hükümetler dahil tüm oluşumların yanlış uygulamalarında kaynaklanan kayıplardan kat be kat daha fazladır." sözleri önemsenmelidir. Kürtlere kaybettirilenlerin telafisi çokta mümkün gözükmemektedir. .
Sözde Kürtleri kurtarmak iddiasıyla yola çıkanlar, ne yazık ki kendi toplumlarının en sağlam değerlerinden biri olan aile yapısını zedelemekten öteye geçemediler. Afrika ülkelerinde bile benzeri görülmeyen “eş başkanlık” sistemi, adeta toplumsal bir mühendislik projesi gibi dayatılarak, Kürt aile yapısını derinden sarsmış, eşleri düşmanlaştırmış, birçok evliliğin boşanmayla sonuçlanmasına zemin hazırlamıştır.
Oysa gerçekten fayda sağlamak, gerçekten topluma katkı sunmak istenilseydi, aileyi güçlendiren, çağın koşullarına uygun modeller geliştirebilir, Kürt toplumunun sosyal dokusunu koruyacak ve ilerletecek adımlar atabilirlerdi. Bugün ortaya çıkan tablo nettir: “eş başkanlık” bir kazanım değil, toplumsal bir tahribattır. Kürt aile yapısını derinden sarsmış ve yıkımın en büyük nedeni olmuştur. Sözde kurtarıcılar bu tahribatın bedelini Kürt halkına ödetmiştir. Kürt halkı bu tahribatın bedelini çok ağır ödemektedir.
Sözde Kürtleri kurtarmak iddiasıyla yola çıkanlar, Üçüncü dünya ülkelerinin bile terk ettiği sosyalist/komünist ideolojiyi Kürtlerin zihinlerine kazıyarak ebeveyn/evlat arasına düşmanlık sokacağına; Kürtlerin eğitimi ve gelişimi için faydalı pratiklere yönelselerdi daha faydalı olabilirlerdi.
Sözde Kürtleri kurtarmak iddiasıyla yola çıkanlar, bu toplumun binlerce yıllık gelenek ve görenekleriyle yakından uzaktan alakası olmayan "Kadın bedeni namus değildir" gibi sözde Milliyetçi Kürtlerin dini Zerdüştlükte, Yezidilikte, Batılı ülkelerde hatta Afrika da bile olmayan düşünceyi yayarak, eşler arasına telafisi mümkün olmayan anarşizmi sokmak yerine aileyi daha güçlü kılacak doğru yöntemlerle Kürtlere daha faydalı olabilirlerdi.
Sözde Kürtleri kurtarmak iddiasıyla yola çıkanlar, Kürt toplumunu radikal sosyalist feminist kadınların etkisine sokarak erkekleri itibarsızlaştırmak/etkisizleştirmek yerine, beyaz tülbentiyle büyük kavgaları bitiren kadın rolünü koruyarak Kürtlere daha faydalı olabilirlerdi.
Sözde Kürtleri kurtarmak iddiasıyla yola çıkanlar, sekülerler ve Siyonist Yahudilerin ısrarlı talebiyle "İslam Düşmanlığını” yayarak, Yahudiliği ve Hristiyanlığı şirinleştirmek yerine; Kürtlerin bin yıllık mayasının İslam, Kürt Kültür ve Edebiyatının en güçlü kaynağının medreseler olduğu gerçeğiyle hareket ederek bu topluma daha faydalı olabilirlerdi.
Sözde Kürtleri kurtarmak iddiasıyla yola çıkanlar, okumuş binlerce Kürt genci dağda ölüme göndermek yerine daha iyi okullarda eğitimi tamamlatarak Kürt toplumuna daha faydalı bir birey haline getirebilirlerdi.
Kürt toplumuna en büyük zararı verenlerin, sözde kurtarıcı Kürtler olduğunu ifade etmek sadece hakikati söylemektir.
Yaklaşık 45 yıldır en çok Kürtlerin anasını ağlatan bir yapının sadece ve sadece Kürtçülük adına bu kadar geniş alanda taban bulması, yeni Cumhuriyetin kurulmasından sonra Fevzi Çakmak'ın bir genelgesiyle "Sekenesi Kürt olan köylere okul yapılmaması"[1] pratiğinin bir sonucu olduğu söylenebilir.
Van özelinde bölge illerinde uzun süre okul açılmamış olması dönemin en büyük günahlarındandır.
Bitirecek olursak Hz. Muhammedîn (SAV) tüm insanlığa şöyle bir uyarısı vardır: “Irkçılık yapan ve ırkçılık davası güden bizden değildir. Irkçılık için savaşan bizden değildir. Irkçılık üzere ölen de bizden değildir.”
Sekene: Bir yerde oturanlar, ikamet edenler
[1] Prof.Dr. Mikail Bayram. Tarihin Kuyumcusu. Shf.35
