Siyasette Karakter ve Çap Meselesi
.

BARAN YORGUN
vanradikal@hotmail.com -Siyasette Dil, Karakter ve Çap Meselesi
Son günlerde Türkiye siyasetinde kullanılan dil, üslup ve tartışma biçimi, siyasette kişilik, karakter ve çap meselesini yeniden gündeme taşıdı.
Artık kimin ne söylediğinden çok, nasıl söylediği daha belirleyici hale geldi.
Siyaset, bir yönüyle toplumun aynasıdır. O aynaya yansıyan şey, sadece fikir değil, aynı zamanda ahlakın, saygının ve seviyenin ölçüsüdür.
Kendisini yetiştirmiş, özgüveni sağlam bir lider; kelimelerini özenle seçer, toplumsal değerleri gözetir, eleştirisini dahi nezaketle yapar. Çünkü bilir ki, söz, liderin en güçlü silahıdır.
Buna karşın, liderlik vasfı taşımayan kişilerde durum farklıdır. Onlar için dil, çoğu zaman bir öfke boşaltma aracı haline gelir. Ahlaki değerlere dikkat etmeden konuşur, kırıcı ve seviyesiz ifadelerle kendini var etmeye çalışır.
Gerçek liderler arasındaki rekabet, hizmet, vizyon ve proje üzerinden yürür. Ancak “liderlik makamını işgal eden” bazı isimler, rekabeti itham, iftira ve argo üzerinden sürdürmeyi tercih eder. Bu durum sadece siyasetin değil, toplumun da dilini kirletir.
Lider kullandığı kelime ve kurduğu cümlelerle toplumun kulaklarındaki pası giderirken, liderlik özelliği olmayan çapsız kişiler ise kullandığı kelime ve kurduğu cümlelerle halkın kulaklarıda kirliliğe neden olur.
Unutmamak gerekir ki, bir insanın kullandığı kelime dağarcığı, onun bilgeliğinin ve entelektüel birikiminin göstergesidir. Kelime sayısı azaldıkça, ses tonu yükselir; söz bittiğinde ise hakaret başlar.
Bazıları için ne yazık ki tek iletişim biçimi bu hale gelmiştir: sözün değil, sesin yükseldiği, argo kelimelerin kullanıldığı, ergen tavrı ve hakaretin sıradanlaştığı bir siyaset tarzı.
Oysa siyaset, yarıştırmak için değil, yetiştirmek için yapılmalı. Kırmak için değil, kazanmak için konuşulmalı. Çünkü toplumlar, sadece yönetenlerin icraatlarından değil, kullandıkları dilden de etkilenir.
