deneme bonusu bonus veren siteler bahis siteleri https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

İnsanların siyaseti, hayvanların siyasetinden daha şiddetli, tehlikelidir.

Bazı siyasetçileri dinleyince Allah’tan korkmaz ve kuldan utanmazların sürekli ve etkili iki silahı olduğunu fark ettim

Yayın: 12 Haziran 2018 - Salı - Güncelleme: 12.06.2018 11:30:33
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
Takip EtGoogle News

Prof.Dr Şakir Gözütok yazdı:

Seçimin rengini ne belirliyor?

Siyaset sahnesine çıkan bazı kimselerin konuşmalarını ve akıl sınırlarını zorlayan vaatlerini, birbirlerine karşı hasmane tavırlarını görünce, İmam Şafiî’nin şu sözü aklıma geliyor: “İnsanların siyaseti, hayvanların siyasetinden daha şiddetli, tehlikelidir.”

 

Bazı siyasetçileri dinleyince Allah’tan korkmaz ve kuldan utanmazların sürekli ve etkili iki silahı olduğunu fark ettim: İftira ve yalan. Çekinmeden hasımları hakkında yalan konuşabiliyor ve olabildiğince iftira atabiliyorlar. Bunu yaparken de, kendilerini dinleyenlere de ahmak muamelesi yapıyorlar, nasılsa kimse bunların yalan ve iftira olduğunu bilemeyecek!..

 

Göz dolduran simalar ve tumturaklı sözlerle yapılan siyasî reklamlara bakınca, adeta kulağa hoş gelen, güzel ve göz alıcı olanın para edeceği (tabii ki oya tahvil edileceği) varsayımı üzerine oturtulmuş mantık çizgisine mahkûm bir kafayla karşılaşıyoruz. Oysa güzellik her zaman para etmiyor, çirkinliğin paha biçilmez olduğu duymuş muydunuz hiç? Bazen çirkin veya itici olan da işe yarayabilir.

 

Aşırı derecede çirkin bir görüntüye sahip ve gözleri patlak olduğu için “patlak göz” manasına gelen “Cahız” lakabını alan Arapların meşhur Müslüman düşünürü Amr b. Bahr anlatıyor: “Halife Mütevekkil’e, çocuklarına öğretmenlik yapmam için beni anlatmışlar. Mütevekkil, beni görünce görüntüm onun gözünü doyurdu (patlak gözlü ve çok çirkin olduğu için tiksindirmiş), bana on bin dirhem verilmesini emretti ve beni geri çevirdi.” Çirkinliği on bin dirhem tutan adamın zekâsına zaten paha biçilemez. Zira Cahız, dönemin dâhi insanlarından ve Mutezilenin en önemli isimlerinden biridir.

 

Ama günümüzde kimsenin zekâ, akla, yeterlilik ve yetkinliğe baktığı yok, çünkü herkes aklından ve zekâsından memnun. Geriye hedefe varmak için gösterişi destekleyen argümanlarla yola düşmek kalıyor.

 

Çok az uğradığım şehir merkezine bu yakınlarda yolum düştü. Seçim “sath-ı mailine” girildiğinden, bütün partilerin seçim bürolarından ve araçlarından kulakları sağır eden bir gürültü yükseliyor.

 

Kendi kendime “daha yüksek sesle propaganda yapanlar, daha çok oy mu alacak?” diye düşündüm. Sonra gerçeğin bununla alakası olmadığını fark ettim,  “O halde bu saçmalık niye?” diye de kendime sormadan edemedim. Sonra, düğünlerde büyük bir gürültü ile korna çalarak arabalarla sokakları anlamsızca gezdiğimiz aklıma geldi. “Ne zaman bu kornaların niçin çalındığını çözersem, bu propaganda şeklini de anlamış olacağım” diye avuttum nefsimi. “Biz şark milletleri gürültü ve patırtıyı çok seviyoruz galiba” dedim ve sustum.

 

Demokrasinin bir ayıbı da, bir parmak kemiyetine sahip çoğunluğun, bir kişi eksik azınlığa tahakkümünü öngörmesi ve dünyanın en zeki ve yetkin insanı ile dûn zekâlı ve beceriksiz kişiyi aynı kefeye koymasıdır. Seçimde yarışan adaylara bakınca, “Kaplumbağalarla yarışmak zorunda kalan küheylanlara acırım” diyen Cenap Şahabettin’in ne kadar haklı olduğunu gördüm ve bu sebeple bazı kimselere acıdım. Çelimsiz ve kapasitesiz kimselerle aynı kategoride yarışmak zül olsa gerektir.

 

Galiba görüntünün ve gürültünün para ettiği bir dönemde yaşıyoruz. Fikir ve düşüncelere değer ve kıymet veren yok gibi. Yoksa kulakları sağır eden müzik ve şarkıların yerine, Türkiye’nin önünü açacak olan projeler ve fikirler koşuluyor olması gerekirdi. Keza öyle olmasaydı, bir bilim insanının bir ömür kazanamadığı parayı, bir popçu ve bir topçunun bir gecede kazanması mümkün olur muydu? Ya da bilim insanlarını dinlemeye gelenler ile bir topçu veya popçuyu izlemeye gelenler arasında kıyas bile yapamayacağımız bir uçurum mu olurdu?

 

Hâsılı kelam, bütün gürültü ve patırtıya rağmen, seçmen sandığa gidip kendi kararını yansıtacaktır. Hayırlısı olsun diyelim. Öyle sanıyorum ki neticede seçimin rengini şarkılar değil, oylar belirleyecektir.

Kaynak:www.enpolitik.com

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.