Aileler öğrencilerin başarısını olumsuz yönde etkiliyor
Rehberlik Uzmanı Sayan, ailelerin sınav kaygısı öğrencileri olumsuz yönde etkiliyor
Rehberlik Uzmanı Ayşe Sayan ailelerin sınav stresinin öğrenciyi olumsuz yönde etkilediğini, öğrenciden ziyade aileleri sınav stresinden uzaklaştırmak gerektiğini, sınavların hiç birinin hayat memat meselesi olmadığını, hiç bir şeyin öğrencilerimizin duygusal geleceğinden daha önemli olmadığını söyledi.
Tutku Radyo M.Salih Geçken’in konuğu olan Çınar Eğitim Kurumu Rehber Öğretmeni Ayşe Sayan, TEOG sınavı öğrencilerinin ergenlik döneminde olduklarını,sınav kayısıyla yapılabilecek yanlış davranışların çocuğunu geleceğini olumsuz yönde etkileme ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.
M.Salih Geçken'in sorularını yanıtlayan Sayan:
Bizler çocuğun sınav kayısından ziyade velinin sınav kaygısı üzerinde duruyoruz. Belli bir noktaya kadar olan kaygı insanı motive ederken, gereğinden fazla olan kaygı başarıyı olumsuz yönde etkiler. Normal yaşamın dışına çıkılması, evde sergilenen olağan üstü hava öğrenciye bir katkı sunmaz. Aksi yönde etki yapar.
Anne ve babanın çok ciddi emelleri ve beklentileri olabilir.Her öğrecinin belli başarı grafiği vardır. Grafik üstü başarı beklemek doğru değildir. Beklentilerimiz başarı düzeyiyle eş değerde olmalı. Kendi egolarımız çocuklarımız üzerinden doyurmaya çalışmak doğru değildir. Öğrencilerimiz yatırımı aracıda değildir. Beklentilerimizi öğrencilerimizin başarısıyla eş değer olmalıdır. Daha üst beklentiler öğrencinin geleceğini olumsuz etkileyecektir. Buna dikkat etmemiz gerekir.
Sen başaramazsan, bunu kazanamazsan diye başlayan cümleler, yada bunu yapmazsan seni buraya yada şuraya gönderirim gibi söylemler ters motivasyona neden olur. Ters motivasyon öğrencinini başarısını olumsuz etkilediği gibi öğrenci kendisine de küser. Ters motivasyon doğru değildir. Elimizden her türlü desteği verdikten sonra öğrencinin elde ettiği başarı çıtasını kabul etmek zorundayız. İstenen düzeyde alınmayan sonuçlardan ötürü öğrenciyi kırabilecek, duygularını kıracak tavır ve davranışlardan uzak durmalıyız. Nihayetinde sınavlar birkaç yıllık bir yükümlüktür. Ömür boyu süren hayatın düzenini bunlara kurban etmemeliyiz.
Öğrenciyle olumlu duygu vermek gerekir. Yıl boyu olumsuz tavır sergileyip sınav günü olumlu yaklaşımların bir katkısı yoktur. Nihayetinde çocuklarımızında yüklendikleri bir sorumluluk ve duygu var. Diğer bir yanlışımız ise yapmayacığımız söylemlerle tehditdir. Şu olursa bu olur. Şu olmazsa bu olur gibi tehditlerlerin katsı olmayacağı gibi çoçuklarla olan bağımıza zarar verir.
Sınav günü olağan üstü bir durum sergilemeleyelim. Normal saatte uyuma, normal günde yapılan kahvaltılar olmalı. Bir kaç düzenleme dışında her şey seyri normal olmalı. Cümbür cemaat sınava gidip orada ayrı baskı unsuru oluşturmakta doğru değildir. Öğrencilerimiz başaramazsam yada yapamazsam aileme karşı mahçup olurum duygusuyla sınava girmemeli. Bu düşünceyi oluşturacak bütün olumsuzluklarda uzak durarak 'Seni seviyoruz. Sana güveniyoruz. Sen bizim için önemlisin. Sen başarırısın' duygusu aşılanmalıdır.
TEOG dönemi öğrencilerinin anlaşılmaya ihtiyacı var. Ergenlik döneminde 'Beni anlamıyorlar' duygusu daha d hakimdir. Onları anlayacak, iniş çıkışlarını tanımlayacak, onları dinleyecek birinin olması onları güven verdiği gibi daha mutlu ediyor.
Sınav kaygısı gibi nedenlerden ötürü gelişen teknolojinin önüne geçmek mümkün değil. Telefon, bilgisayar vb araçları yasaklamanın bir etkisi olmayacaktır. Bunların yasaklanmasını da doğru bulmuyorum. Gelişen teknoljinin sunduğu imkanları daha kontrollu bir şekilde kullandırmak daha doğrudur. Sınav öğrencisi gerektiğiniz gezecek. Gerektiğinde sinemaya gidecek. Bilgisayar kullanacak. Telefon kullanacak. Tv seyredecek. Konrolle bir şekilde sosyal yaşamında uzaklaştırılmadan yaşantısına devam ederken düzenli bir şekilde sınavlara hazırlanması gerekiyor. Bizim tavsiyemiz budur.' dedi.
YAZININ TAMAMI İÇİN